Sayfalar

31.7.12

Copley


Soul Queen, originally uploaded by Indefinitely.
Boston'da her an bir yerlerde müzik yapılıyor.
Hele de şu sıralar -benim an itibariyle 1 saatlik uzaklıkta olduğum- şehir merkezinde resimdeki sahne kurulu duruyor ve yeterince şanslı olduğumuz geceler inanılmaz insanların performanslarını izleyebiliyoruz.
Tren kaçırma pahasına da olsa :)

30.7.12

Stuart Street, Boston

Buralarin en garip'i benmisim gibi geliyor.
Sokaklarda yururken genelde kendi kendime konusuyor, kimi kimi sarki soyluyorum.
Aklima cok takilan swing sarkilarina dogaclama yapmaya calisiyorum.
Buldugum her ekstra zamanda kendimi ilk gordugum Starbucks'a atip soya latteyle acilisini saglikli yaptigim siparislerin sonuna cikolatali limonlu kekler ekliyorum.
Olur olmadik yerlerde Skype yapiyor karsimdaki duysun diye bagira bagira konusuyorum. -Annem hala telefonundaki programlari cozemedi, ne yapayim.-
Arada icimdeki sosyallik tasiyor, trende ya da cafelerde yanimda oturan insanlarla tanisiveriyorum.

Bir yerlere gec kalmadigim surece gulumsuyorum.
Bazen hic tanimadigim insanlara bile gulumsuyorum.
Burasi ev degil belki ama yabanci bir yerde degil artik, bunu gercekten hissediyorum.

Ama soylemeden edemeyecegim: Su sehirdeki renkleri toplasan etegimdeki renklerin yarisi etmez, yesil kulakliklarimla yarisamazlar.

18.7.12

Tall soy milk latte


Tall soy milk latte, originally uploaded by Indefinitely.
Her gün iki doz alıyorum kendisinden. Altındaki paketteki mamalar da moduma göre değişiyor.

Kahve eşliğinde gunün dersini de almak isteyenlere ise su sözcükleri sunuyorum:
İnsan ancak imrendigi insanlarla bir arada oldugunda kendini geliştirmek istiyor.
Bu cümlenin öznesini hiç çekinmeden Pipedreams'e çevirebilirsiniz, alınmam, aksine pembelesip "haklısınız" derim.

Daha bugün tanıştığım halde beraber müzik yapmaktan inanılmaz keyif aldığım bir avuç insanla bir aradaydım bugün.
En fazla 2 saatligine.
Bahsettigimiz insanlar öyle yetenekli kihic sorgusuz sualsiz önlerine koyduğum çakma skorlardan müzik yapabiliyor; öyle kibarlar ki ben heyecandan şarkı söyleyemediğim halde bana "iyi ki geldin!" diyorlar. Böyle de komik, tatlı insanlar.
Bir sonraki provayı bekleyemiyorum, dediğimde, az bile diyorum.

***

Bir de ben bunları yazmakla debelenirken, karşımdaki Berklee binasını itfaiyeler sardı, ve ben yazmayı bitirdiğimde ortamı terk ettiler. Kısacası burada hersey yolunda..

9.7.12

Bits & Pieces

This is the midst of a journey to begin another

***

I just saw a green airplane take off. Becuase from where I'm sitting, you can. And I wonder, for the sake of such a lovely color, where I would be going if I were on that plane.

***

I'm taking good care of myself. Escept for the M&Ms. But that's for seratonin. Yes. Indeed.

***

I keep thinking about what Chester told me. I keep thinking about Chester too.

***

I hardly believe that he was being honest, but I think it's a good thing that he bothered o say something nice to me. That right there is promise. And hope. And motivation.

4.7.12

Gitme Mevsimi

Yine o dönemdeyiz:
"Gitme Mevsimi"
Ben ve çevremdeki bir çok insanın kendini geliştirmek, kendini göstermek, kendini bulmak, kendini anlamak için "gittiği" mevsim.

Şimdiye dek çıkacağım en uzun yolculuk için bavul yapmam gerekiyor.
Şu an saat 20:23.
Uçağım yarın öğlen 12:00'de kalkıyor.
Evden sabah 07:00 gibi çıkmayı düşünüyoruz.
Asla istediğimiz zamanda evden çıkamadığımız için çıkışımız -en iyi ihtimalle- 07:30'u bulur diye düşünüyorum.
Bu bana, kabı olmayan su kütlelerinin yayıldığı gibi yayılmış olduğum odamı iki bavula sığdırmak için 10 saat 7 dakika bırakıyor.
Ben bu hesabı yapana kadar sürem 10 saat 4 dakikaya düştü bile.

Kendimden beklemediğim bir içsel panik, dışsal sakinlik içerisindeyim.
İçimde hiç durmak bilmeyen bir hortum var sanki. Bedenimin içindeki her şeyi savuruyor fakat derim öyle sert ki, içeride kısılı kalıyor. Dışarıdan baktığınızda ise uykulu ve huzurlu bir ben göreceksiniz.

Heyecanlanmamam saçma olurdu. Biliyorum.
Ne kadar uzun süredir yarın bineceğim uçağı beklediğimi beni azıcık tanıyan herkes bilir.
Yine de içime biraz daha hakim olabilmek isterdim.
Ya da en azından bavulumu toplayabilmek...

Derin bir nefes.

Ve işime dönüyorum.

Boston'dan bir isteğiniz var mı?