Ama durum şu ki: nereye saklanmış olurlarsa olsun, onları bulabiliyorum.
Bir çikolata krizine (ki neredeyse her gün bir tane yaşıyorum) kurban gidiyorlar...
Babamın bu konu üzerinde güzel bir yorumu var: çikolatanın kokusunu aldığıma inanıyor.
Mantıksız da değil hani...
Birkaç gün önce benim isteğim üzerine çikolata alındı, ve benim isteğim üzerine saklandı.
Birkaç gün önce yine çikolata krizine girdim, ama mutfaktaki kahveli-çikolatalı drajelerin varlığı Milka'ları aramaya olan isteğimi azaltıyordu.
Anı özetlemek gerekirse: mutfakta bir elim drajelerin olduğu dolabın kulpunda, diğeri alnımda; ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalışıyordum.
Babam bu durumu fark edip "Kızım, ne yapıyorsun?" dedi.
"Bu drajelerin kokusu radarımı etkiliyor, diğerlerinin kokusunu alamıyorum..." dedim.
Bugün bu hikayeyi bu blogu takip eden sayılı insanla paylaştım; ama buraya yazıyor olmamın bir sebebi daha var:
Milka'ların yerini buldum...
Birileri beni durdursun...
"Bu drajelerin kokusu radarımı etkiliyor, diğerlerinin kokusunu alamıyorum..."
YanıtlaSilmilyonuncu kez bir harikasın.
ama? ama! bugün söz vermemiş miydin çikolata yemiyceğine?
Ama yemedim zaten...
YanıtlaSilye evladım. bırak yaa ben de yemicem yemicem dediydim...
YanıtlaSilbugün üç tane gofret yedim. saat başı bi tane.
güzeldi.