"Bir hikaye yaz" dedi.
"Kimin hakkında yazacağım?" diye sordum.
"Artık eli kalem tutmayı unutmuş bir yazar hakkında yazabilirsin" dedi.
"Eli kalem tutmayı unutmadı ki"
"Çizgili kağıtlara, koyu harflerle yazılmış konular hakkında kompozisyon yazmak dışında en son ne zaman eline bir kalem aldı?" diye sordu.
"Unutmadı, ben biliyorum" dedim.
"Peki hikayesini yazacak olsaydın, hikayenin sonu ne olacaktı?" diye sordu.
Odayı uzun bir sessizlik aldı.
Aynaya arkamı döndüm, ve derin bir nefes aldım.
Bana arkasını döndü, ve derin bir nefes aldı.
"Hiç bir fikrin yok değil mi?" diye sordu.
Cevap vermedim.
O hep ukalanın tekiydi zaten.
bu kesinlikle favorilerimden biri.
YanıtlaSil