Takip ettiğim güzel bir müzik blog'u var.
Genç bir çocuğun çeşitli müzikleri, müzisyenleri tanıttığı bir blog bu.
Bon Jovi'den tutun Lady Gaga'ya kadar tanıdığınız tanımadığınız her türlü müzikle karşılaşabiliyorsunuz. Hem kişisel bir blog hem de objektif.
Ama bugün bu blog'dan bahsediyor olmamın daha farklı bir sebebi var.
En son yazdığı entry (Sometimes, you just have to listen.) beni gerçekten çok etkiledi. Uzun bir süredir kendime itiraf edemediğim bir şeyi yüzüme vurdu sanki. Acımasızca değil ama bir abi gibi.
Düşündüklerimi bu entry'ye yorum olarak da attım ama sizlerle de paylaşmak istedim.
Umarım siz de zaman ayırıp bahsettiğim yazıyı okursunuz; ve bu genç çocuğun önerisine kulak verirsiniz...
"It always amazes me, to see that I haven't realize that it was one of my old favourite songs I had been listening.
The familiar melody hits me when I finally take a five-second-long break.
The song is about to finish probably and I haven't even been listening to it.
To that one song I cried with, the one helped me bare the pain and healed my soul.
It always hurts me when I realize that I can't hear it anymore.
Then again, it takes a good listening to hear, right?
Thank you for reminding.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder