Sayfalar

15.7.13

A Few Things




ARTIK DÖNDÜM! veya BUNDAN SONRA HEP BURDAYIM! gibi açıklamalarla dönüş yapmayı pek istesem de;
kendimizi kandırmayalım.
Geçtiğimiz 9 ayda küçülüp küçülüp kıçıma kaçan beynim, son 2 ayında şişti şişti ve patlayıp parçacıklara bölündü. Sebzeli etli, hiç yemediğim o çorbalara dönüştü.

Yeni insanlar tanıdım.
Tanıdıklarımı yeniden tanıdım.
Bazılarına sımsıkı sarıldım, aslında çoğuna, çoğunlukla sımsıkı sarıldım.
Güldüm. Ağladım. Korktum. Çok korktum. Pes eder gibi oldum. Derin nefes alıp, müzik dinleyip, pes etmekten pes ettim. "For we know we need each other so we better call the calling off off" dedim.
Umutlarıma, hayallerime sarıldım. Boğana kadar belki de.
Sonra bu halimi gören ve ne yaptıysa durumu çözen adama siber sarıldım.
Şimdi gözlerim yaşarana kadar gülebiliyorum.

Ama bu işin kişisel kısmıydı.

Bir de işin toplumsal kısmı var ki, insanı çıldırtıyor.
Buraya çok da yansıtasım yok.
Sadece yüreği benimkinden katlarca büyük, cesareti beni telaşa sokacak kadar sarsılmayan insanlara teşekkür etmem gerek.
Sizleri korumak ve yüceltmek için korkak benliğimin el verdiği kadarını yapmaya devam edeceğim.

Günler geçmeye böyle devam ediyor.

Üç vakte kadar üç yolculuğum var. Üçü de farklı amaçlara hizmet edecek.
Üçü de beni pek sevdiğim yeşil duvarlarımdan ayırıyor.
"Home is where the heart is" diyip, içimi ferah tutuyorum.