Sayfalar

Mozart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mozart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29.10.10

Kırksekizsaat

Son iki gündür;
çok ıslandım,
çok ama çok üşüdüm,
neredeyse donuyordum,
soğukta daha da çok muhtaç olduğum kahveler içtim,
gerçekten değer verdiğim insanlarla vakit geçirdim,
hayatımdaki en güzel konserlerden bir tanesine gittim,
konserine gideceğim müzisyenin arka masamda yemek yemesini dinledim,
gelecek ile ilgili planlarıma yeni boyutlar kazandırdım,
güzel bir akşam geçirebilmek için çok fazla şeye ihtiyacım olmadığını öğrendim,
insanın dostları yanındayken daima evde olabileceğini fark ettim,
yarım yamalak uykularla inanılmaz dolu günler geçirdim,
aptal aptal notlara üzülüp aptal aptal notlara sevindim,
bunların bir önemi olmadığını kendime hatırlatmakta direttim,
o gerçekten değer verdiğim insanlarla çok eğlendim,
kendime unutulmaz anılar yarattım,
sıkı hayaller kurdum,
büyülendim,
mutlu oldum.

Ben bu iki günün başarılı geçtiğine inanıyorum.
Cuma'nın bu ilk saatlerinde "İyiki" ile başlayan cümlelerimin sebebi de bu işte...

19.9.10

Günlerden Dün

Dün çok sıradışı bir gündü.
Mutluluk kelimesini çok farklı hallerinde gördüm, yaşadım. Sonra bir an geldi mutluluktan çok uzaktım.
Hepsi vardı.

Ama oturup tüm günü yazmak gibi bir planım yok.
Sadece günün içinden kısacık bir bölümü paylaşmak istedim:

Kuşburnu, Ördek, Bleach, Mozart ve ben metrodayız, trene doğru yürürken kulağımıza çok tatlı bir müzik geliyor. Metroda yankılanan melodiyi takip ediyoruz; ve elinde siyah akustik gitarı, kalın çerçeveli gözlükleri, Hollywood sakalıyla* onu gördük. Diğerlerine "Biraz izleyebilir miyiz?" dedim; ama zaten onların da istediği buydu. Hepimiz sürekli metro kullandığımız için, metro müzisyenlerine alışığız; ama duyduğumuz şey bizleri gerçekten çok etkilemişti. Bunun üzerine durup dinlemeye karar verdik. Geldiğimizde çalmakta olduğu şarkıyı bitirince alkışladık ama yerlerimizden hareket etmedik. İkinci şarkısıysa beni daha çok etkilemesine yetmişti. Starsailor'ın dinlemekten hiç bıkmadığım Alcoholic şarkısını çalıyordu. İşte bu şarkının ortalarında, olduğum yerden hareket edemeyeceğimi anlamıştım. Birkaç şarkı sonra "What if God Was One Of Us"ın akustik ve duymadığımız bir versiyonunu çalmaya başladığında, hepimiz aynı anda eşlik etmeye başlamış ve gülüşmüştük. Gitmek istemediğimi söylediğimde, onlar da kalmak istediklerini söylediler ve kendimizi metronun ortasında, adamın karşısında otururken bulduk. Çevremizde bir dolu insan toplanmıştı bile. Neredeyse daha yeni oturmuşken (en azından biz öyle hissediyorduk) gitarcı son şarkısını çaldı ve biz alkışlarken toparlanmaya başladı. Birbirimize "ama biz dinliyorduk?" diye bakakaldık. Kutusuna biraz para atıp, tebrik ettim. O da gülerek bizi turist sandığını, bütün şarkıları dinlediğimiz için şaşırdığını söyledi.
Bir arkadaşıyla konuşurken yanından ayrıldık...

*bu bir sakal stili, google'dan bakmak isteyebilirsiniz; anlayacaksınız :)


***

Not: Aynı gün, D&R'da duyduğum Fransız bir caz şarkıcısının albümünü aldım. Anlamadığım ama keyif aldığım bir şeyler dinlemek için.