Sayfalar

denge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
denge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.8.12

Olmadığında

Beklenenden çok daha güzel geçen bir konseri ve büyük bir hayranlık duyduğum bir insandan içten bir tebrik almayı,
ancak bu şekilde dengeleyebilirdin evren.
Hatta bırak dengelemeyi, dengeyi ancak bu kadar nefis tersine çevirebilirdin.

İstediğim şeyi hak edip etmediğimi bilmemek, şimdiye dek bulunduğum en çaresiz durum.
İstediğim şeyi yalnızca istemek için bile yeterince iyi olup olmadığımı bilmemek.
Ve tüm bu ikilemleri ortadan kaldıran "hiç".

Çok nadiren bir şeyleri gerçekten isteyen,
Tutkularını belirli bir yönde yoğunlaştırmış,
İşte bu yüzden de bir şeyi arzuladığında onu bütün kalbi ve ruhunun her parçasıyla arzulayan bir insanım.
Ve işte bu yüzden gerçekten istediğim şeyler olmadığında bütün kalbim ve ruhumun her parçası çürüyormuş gibi hissediyorum. Sanki dünyanın sonuymuş gibi.

Halbuki değil.
Ama bunu algılayabilecek, kabul edebilecek ve devam edebilecek bir kalbim ve ruhum kalmamış oluyor.
Yalnızca birkaç gün için.
Ama yine de.

5.6.12

To. Do.

Hep hep hep hep hep yapacak çok işim var. Ya da bana öyle geliyor. Aslında öyle.

Ve aslında yapma sorumluluğunu üstlendiğim her şeyden de inanılmaz bir keyif alıyorum.
Ama hep yapmadığım, yapmak isteyip de bu daha büyük sorumluluklar sebebiyle yapmaya vakit bulamadığım şeyler kalıyor.
Bir de yapmak zorunda olup "amaan" dediklerim var ama o kendi halt yemem.

Herneyse,
asıl anlatmak istediğim, şu an laptopumun arkasında dolabıma asılı duran "to-do list"imin dramı idi.
Görüp görebileceğiniz en sevimli yapılacaklar listesi kendisi. Yalnızca benim kültürel ve sosyal gelişimimi, sağlıklı yaşayışımı destekliyor. Ama bilmiyor ki ben sabah 6'dan akşam 7'ye kadar gözümü bile kırpmıyorum ve eve geldiğimde tek istediğim tembellik, tembellik ve tembellik yapmak oluyor.

İşte bu yüzden bırakın sevdiğim bir romanı okumayı, okumak zorunda olduğum kitapları bile doğru düzgün bitirmedim.
Ya da her gün yeni işaret kelimeleri öğrenemedim.
Ya da her gün haber okumadım, araştırma yapmadım.
Ve elbetteki bir kitap yazmadım. (Yani listede kitap yaz demiyor ama, yazı yaz diyor. Bir şeyler çizikti baabında.)

Listeye en son sömestr tatilinde tik atmış olmak, boş kutucuklara baktığımda bazen beni gerçekten üzüyor. Çünkü bir çoğu öyle çok zaman alacak şeyler bile değil; ama inanın doğasında bu kadar tembellik olan bir insan için son 4 yıldır insanüstü bir performans sergiliyorum. Ve yapılacak listelerim ve sitemkar post-itlerimin arasında, bazen gerçekten de kendimi şu halde buluyorum:

To Do List, originally uploaded by Boy_Wonder.

Annemlerin söylediğine göre, biberondan süt içerken dilimi biberonun deliğine tıkadığım gibi uyuyakalan bir bebekmişim.
E gerisini siz düşünün.

24.5.12

"Enough to make you go crazy"

Çok sıkı bir denge var hayatımda.
Öyle ki, herşeyin yolunda ve dengeli gittiği zamanları herşeyin sıkıştığı dengesiz zamanlar izliyor.

Bugün çok fazla şey duydum, dinledim, söyledim, söyledim ve bu henüz bir başlangıç.
Hatta bir başlangıç bile değil.
Bir sürekliliğin bir karesi.

Öte yandan bazı yoklukların dengesi hala kurulmuş değil; dengesi nasıl bulunacak onu da çok merak etmekteyim ya...
Böyle günlerde o bazı yoklukların hissi daha ağır oluyor, her saniye hissediliyor.
Kendime bunu bu kadar sorun ettiğim için kızmıyor da değilim, ama ne yapayım, böyle hissediyorum işte.

***

İşte böyle kendi kişisel dünyama dalıp daracık zihin koridorlarımda kaybolacak gibi olduğumu hissettiğimde derin bir nefes alıp, kendimden uzaklaşmaya çalışıyorum.
Olabildiğince uzağa, ve kendimi yalnızca bir tozu olduğum evrene bakarken bulabiliyorum.
Yapılacak ne çok şey var, diye düşünüyorum. "Yapabileceğim" ne çok şey var.
Ve biraz olsun huzur bulur gibi oluyorum.


 Brett Dennen - Make You Crazy .mp3
Found at bee mp3 search engine

Kitap okumayı ve film izlemeyi ve bunların hiçbirini zorunda olduğum için yapıyor olmamayı özledim...