Sayfalar

4.8.10

How Blue Can You Get?


Vezi mai multe video din Muzica

***

Az önce Blues Brothers'ı izledim, ve gerçekten inanılmaz bir filmdi!
Absürt komedi ve müzik, gülmek isteyen herkese önerilir. :)

2.8.10

Yok, Olmuyor

Ben çok sevdiğim müzisyenlerin ve müzik gruplarının şarkı sözlerini hiç haz etmediğim insanlardan duyunca, üzülüyorum.
Bu pek haz etmediğim insanların benim çok değer verdiğim müzikleri dinledikleri, sevdikleri fikrine alışamıyorum.
Sanırım her insana ulaşabildikleri için bu müzisyenleri daha değerli kılıyor bu durum ama...
Yok yani ben, kabullenemiyorum...

1.8.10

The Right Side of Wrong (Bon Jovi)

"İyi" olduğunu düşündüğün şeyi yaparken, bunun kötü bir sonuç doğurabileceğini düşünmüyorsun.
Adı üstünde, "iyilik".
İyiliğin seni pişman edebileceğini nasıl tahmin edebilirsin ki?
Hm..


"A friend of a friend needs a favor
No questions asked, there's not much more to say"

- Bon Jovi

30.7.10

Mike Teevee

Az önce bir filmi tersledim.
Ama şu kafayı ve eli senkronize bir biçimde kıvırarak yapılan tersleme hareketiyle.

Çok fazla televizyon izlediğimi düşünenler?

28.7.10

Kafamın İçinde Neler Oluyor Sendromu

Hepimizin kafasında birden çok şey dolaşıyor değil mi?
Bazı şeyler bağırıyor ve buldukları her kelimeyi oraya buraya fırlatıyor; bazı şeyler de daha sessiz, daha sakin takılıyor. Bu sakin olanların da huyu, gürültücü olanlar soluklanmak üzere durduklarında utana sıkıla "Ben de burdayım," demek. Çok yüksek sesle söylemiyorlar tabii ama sessizlik olduğu için hafif bir yankı ekleniyor falan derken, rahatsız edici bir noktaya ulaşabiliyorlar. Zaten yankı bitene kadar da diğerleri soluklarını almış ve güçlerini toplamış oluyor. Sonra hengame tekrar başlıyor.
Hepimizin kafasında bunlar oluyor, değil mi?

26.7.10

"Ben o çocuktan bitane istiyorum!"

Dün gittiğim konserde iki tane ufaklık mekanın dışındaki koltuklarda oyun oynuyorlardı. Ben de içerideki basık havadan bunalmıştım zaten, onlarla konuşmaya gittim.
Hayatımda gördüğüm en sempatik iki erkek çocuk.
"Müziği sevdiniz mi?" dedim.
Bir süre yüzüme öylece baktılar, yüzlerinde komik bir gülümseme vardı.
"Boşverin, ben de pek sevmedim." dedim.
Büyük olan "Hayır, ben sevdim!" dedi ve tam o sırada grup yeni şarkıyı çalmaya başladı. Müziği duydukları gibi koltukların üzerinde zıplamaya ve dans etmeye başladılar.
Sonra baktılar ben gidiyorum, benim yanıma gelip dans etmeye başladılar.
Şarkı bittiğinde tekrar koltuklara çöktüler ve suratlarındaki o komik gülümseme hala duruyordu.
Konser bittiğindeyse eve götürmek üzere babaları geldi.
Küçüğü kucağına aldı, büyüğünde elini boştaki eliyle tuttu ve beraber yürümeye başladılar.
Heralde hiç bu kadar iki erkek çocuğum olsun istememişimdir.. :)

(Kuşburnu'na ithafen)

24.7.10

Shuffle #6

"On the floor of Tokyo
Or down in London town to go, go
With the record selection
With the mirror reflection
I'm dancing with myself

When there's no-one else in sight
In the crowded lonely night
Well I wait so long
For my love vibration
And I'm dancing with myself

Oh dancing with myself
Oh dancing with myself
Well there's nothing to lose
And there's nothing to prove
I'll be dancing with myself

...

So let's sink another drink
'Cause it'll give me time to think
If I had the chance
I'd ask the world to dance
And I'll be dancing with myself
I'll be dancing with myself"
- Billy Idol
*

*kişisel tercihim Nouvelle Vague cover'ı ama..

***

Her yalnızlık, mutsuz değildir..