"Ben, bu yaz serin geçer sanmıştım.
Uzun zamandır konuşmayı unutmak, hiç bir şeyi bilmemek, yalnızca, evet yalnızca gece yarısı edilebilecek bir telefonla uyanıp, eski, çok eski bir arkadaşın sesini duymak istemiştim.
Galiba, en büyük hatalarımdan biriydi bu.
Ses ne kadarını anlatabilir ki bir insanın: görmeden, dokunamadan, ansızın kapatarak avucunu, bir kelebeği orda hapsetmek gibi bir şey olmalı.
Oysa ağrılı yaralarım, ‘janti’ taklalarım, hububata dönüşmüş yanlarım vardı.
Oysa ben, bu yaz serin geçer ve sessiz kalmayı tercih ederek, evimde, odamda, fallar açarım, belki biraz müzik dinler, ağlarım diye ummuştum."
Küçük İskender
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder