Sayfalar

25.12.10

Sonradan-Vuran-Post-Konser-Sendromu

Ses sisteminin çökmesinin hemen ardından 'unplugged konser verirlermiş falan' diye şakasını geçmiştim. IKSV görevlisinin sahneye çıkıp grubun akustik konser vereceğini söylemesi 10 dakika sürmedi. İnsanlar huysuzlaşmışlardı. Ben mutluydum.

Yine konserin ortasında bir yerlerde, önümde oturan yırtık ayakkabılı ve pis saçlı İngiliz, Blaine Harrison, ses sistemi için özür dileyip 'İyi duyuluyor mu?' diye sorduğunda, kalabalıkla beraber çığlık atıyorum. Gözlerimin içine bakıyor ve 'Gerçekten mi?' diye soruyor, 'Mükemmel' diyorum.

Blaine iki adım ötemde taburesinde oturmuş gitar çalıp şarkı söylüyor.
Arada Türkçe bir şeyler saçmalıyor: "Dün. Akşam. Çok. İçtik. Çok. İçtik. Çok. Sarhoş. Olduk."
Oturduğun yerin sadece bir metre ötesinde ayakta yine gitarını çalıp şarkı söyleyen William Rees duruyor. O konuşmak yerine Blaine'e bakıp gülmeyi tercih ediyor.

Konserin ortasında bir yerlerde şarkı bittikten hemen sonra Blaine penasını düşürmüştü. Penaya uzanmak için çaba harcamam gerekmiyordu aslında. Ama en azından konserin bitmesinin gerektiğini düşündüğüm için konserin ikinci yarısını arada sırada 'başkaları penayı gördü mü?' diye telaşlanarak geçirdim.

Yaşlı olmasa da genç olmadığı ortada olan backstage'e laf atmanın yarattığı prestij sayesinde, grubun özür biralarının ilki bana uzatılıyor. Şarkıları söyleyebilmek adına sadece aralarda biramı içebiliyorum.

Bir süre beklememize rağmen bis yapmaya çıkmadılar; ama ben konser biter bitmez çoktan penamı almıştım.

İyi veya kötüden ziyade; sempatik bir konserdi.
Sempatik bir grup Mystery Jets.
Bir sonraki konserine kesin gidiyorum mesela...

1 yorum: