Sayfalar

4.1.10

"Bir kar tanesi ol.." (Teoman)

Sabah her zamanki gibi zar zor kalktım yatağımdan.
Her zamanki gibi zordu giyinmek, diş fırçalamak, ayakkabı bağlamak. Daha hala uykudayken sıcacık evimi terk etmek ve dışarıdaki buz gibi havaya teslim olmak zor geliyor işte...
Bugünse, apartman kapısından dışarı adımımı attığım anda o tanıdık ve özlendik kokuyu duydum. O tertemiz, soğuk koku. Yarı açık göz kapaklarımın altından aşağıda duran arabamızın üzerindeki beyazlık çarptı önce gözüme, sonra yan taraftaki çimenlerin üzerinde parça parça duran beyaz bulutlar.
Bu yılın ilk karı düşmüştü.
Kar, sonunda...

Asla içimdeki o ilk düşen karı gördüğünde illa dokunmak isteyen; eli üşüyünce de mızmızlanacağı yerde heyecanlanan çocuktan kurtulamadım.
Merdivenlerden aşağı koşup arabanın camındaki karı aldım avucuma..
Geceden kalma, donuk kar ellerimin içinde eriyordu ve ben hasta halimle titremeye başlamıştım bile. Ama kardı işte, bembeyaz...
Elimdeki kar eriyince, ön camdaki dokunulmamış karın üzerine elimi bastırdım ve o şekilsiz el izine sanki bir şaheser gibi bakıp mutlu oldum.

Tabii ben bütün bunlarla meşgulken servis gelmişti bile, el izimi arkada bırakıp servise koştum.
Ve gün karları eritirken, zayıf kar taneleri düşmeye devam ediyordu. İnat eder gibi. :)
Ama eve döndüğümde her şey bir önceki akşam gibiydi.
Sabahki bulutlar geride sadece yağmuru bırakmış, terk etmişti çimenleri...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder