Pipedreams iftiharla sunar...
Mt. Desolation, Keane grubunun biricik piyanisti ("synth"çisi mi demeliyim yoksa?) Tim Rice-Oxley'den ve yine Keane üçlüsünün dördüncüsü olan Jesse Quinn'in kurdukları yeni bir grup.
Tarzları ise Keane'in eski ve/veya yeni halinden oldukça uzak.
Ben tam olarak kestirememiş olsam da MySpace'lerinde tarzlarını "Italian Pop/Chinese Traditional/Surf" olarak belirlemişler.
Ulaşabildiğim tek parçalarını dinlediğimde oldukça doğru bir tespit olduğuna karar verdim.
-Gerçi adamlar kendi müziklerini kendileri en iyi bilirler, ne saçma bi cümle oldu o öyle; ama neyse-
Asıl bahsetmek istediğim konu biraz daha farklı aslında.
Şöyle ki; ben sıkı bir Keane dinleyicisiyim. Bu birkaç senedir böyle; ve gurur da duyuyorum.
Grubu ilk keşfettiğim sırada"Under The Iron Sea" albümü yeni çıkmıştı ve beni Keane'le tanıştıran şarkı aynı albümden "Nothing In My Way" olsa da; her zaman Hopes & Fears'ı (ilk albümü) daha çok sevmiştim.
Ve yeni albüm hazırlıkları sırasında, istediğim tek şey yeni bir Hopes & Fears albümüydü.
İşte bu yüzden Perfect Symmetry'nin (yeni albümün) 80'lerin diskosu tadında olacağını öğrendiğimde oldukça üzülmüş ve hayal kırıklığına uğramıştım.
Albümü dinlediğimde üzüntüm geçmişti; yeni ve eğlenceli bir müzikti Keane'in yeni müziği ama bu tarza gittikçe daha çok kaynamaları sonucunda Keane'in o ilk albümdeki hali ortadan yok oldu ve ben tekrar böyle bir albüm beklemekten vazgeçtim...
Birbirinden farklı ve kendince birbirinden güzel üç albüm yaratabildiği ve beni müziğiyle mutlu edebildiği için Keane daima en sevdiğim gruplardan biri olmaya devam edecektir.
Bugün Mt. Desolation'ı dinlemek işte bütün bu bahsettiğim şeylerden sonra ne kadar güzel geldi anlatamam. Size tanıtmak istememin amacı da bu aslında.
MySpace'lerindeki o bitanecik şarkı beni herhalde ancak bu kadar mutlu edebilirdi...
Keane'in sıkı bir dinleyicisi olarak, gruba dair de tonla şey biliyorum ve izlediğim/dinlediğim tüm röportajların sonunda üyeler üzerine de oldukça fazla fikrim var.
Ve "State Of Our Affairs"i (o bitanecik şarkı işte) güzel kılan birçok şeyden ilki, Tim'in karakterinden bir parça oluşunu çok rahat hissetmem oldu. Benim o çok sevdiğim, "The Way You Want It" piyanosunu gözlerini tuşlardan ayırmadan çalan, sessiz sessiz konuşan Tim'in bir parçasıydı bu şarkı.
Bunun yanında, Keane'in olmasını istediğimi grubu hatırlattı bana... Yavaş ve sakin şarkılarını, o insanı hiç fark etmeden iç çektiren tarzını özlediğimi fark ettim.
İşin kötü yanı, Jesse'nin Keane'i bozacağından korkar dururdum eskiden; şimdi Tim'le yaptığı müziği duymak ve huzurlu vokalini dinlemek ne kadar yanıldığımı anlamamı sağladı...
Yeni parçaları duymak için sabırsızlanıyorum, artık yeni bir favori grubum var...
Mt. Desolation; Keane'le alakası olmadığı halde, bana eski Keane'i hatırlattı...
Ve müziği beni gerçekten çok etkiledi.
Eğer 5 dakikanız varsa dinlemenizi öneririm: Mt. Desolation MySpace
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder