Herşeyi son dakikaya bırakan bünyem, kahveye de tepki vermeyi bırakınca inceden bir ürperti içimi sarmadı değil.
Ufacık bir ev kedisine dönüşmek için çok geç diyorlar.
Düğün düğün dolaşıp yeni çifte atılan paraları toplayasım var.
Beni okutun yazan tişörtler giyesim var.
Şiir yazasım,
Şarkı yazasım,
Kitap yazasım var. Şunları yazmaktansa.
Film izleyesim, dizi izleyesim var.
Konsere gidesim var.
Uyuyasım var çok fena. Kahveyi sütlü içmeyi bırakmam mı gerekiyor?
Bugün geriye dönüp baktığımda geçtiğimiz senelerin yıkımları veya büyüleri ufacık gözüküyor.
Oran orantı yaptığımda bundan 20 sene sonra şu an çoktan unutulmuş; bu anın getirileri yalnızca bir deneyim olmuş bitmiş olacak.
Defterin üç beş sayfası - blogun bir iki iletisi için bu panik çok değil mi? diye düşündürüyor insanı.
Benimkisi iyinin kötünün savaşı değil de, bilmiyor olmanın verdiği bıkkınlık. Yetti bu kadar gizem gibi.
Haksız da değilim hani.
Ben ki başladığım kitabın son sayfasını okuyan bir Indefinitely'yim; bence şu birkaç aylık çilenin sonunu da bilmeye hakkım var? Ne dersiniz?
Kulaklığı takıp, müziği açıp, gözümü kapadığımda sanki hiçbir şey yokmuş gibi oluyor.
"I'm not sure if I belong here, my my..."
- Yes Sir Boss
Evrende gerçek olduğuna inandığım nadir şeylerden bu müzik. Duyguların en samimisini yaşatıyorlar, yanılıyor muyum Pipe Dreams?
YanıtlaSilBelki de bu ruh hali, kış başlangıcıdır.
Kapalı hava hep mahveder, bilirsin.
Çok haklısın.
YanıtlaSilŞu günlerde en büyük üzüntüyü 6'da kapanan hava hissettiriyor bana zaten..
Orhan Veli der ya, "beni bu havalar mahvetti" diye. Her kış başında aklıma gelir.
YanıtlaSilDilerim tez zamanda olman gerektiği gibi olursun.
Şiir yazarsan, şarkı yazarsan, okuyalım :)
Sevgilerimle.